Hatırlıyorum, bir ara bir kişi çıkmıştı, gazetelere yazdığı yazılarda kendisini Avrupa Birliği Genişleme Uzmanı olarak tanıtıyordu. Cehaletimi gidermek için biraz araştırdım, uzman arkadaşımızın ilerde aday olması düşünülen bir Balkan ülkesindeki Avrupa Birliği temsilciliğinde bir süre ufak bir memuriyet yaptığı anlaşıldı. Bir gazeteyi açıyorsunuz, makale yazarının adı altında mesleğinin “Stratejist” olduğu yazıyor. . Ben değişik ülkelerde yaşadım, hiçbir yerde stratejist diye bir meslek duymamıştım. Durum böyle olunca, kimsenin adını bilemediği bir takım şahsiyetler tuhaf fikirler ileri sürerek kendileri için kamuoyunda tanınma fırsatı yaratıyorlar, toplumda tartışmalar sürerken, kendileri de herhalde birdenbire “meşhur” olmanın keyfini yaşıyorlar. Ne hikmetse, bir fikir ortaya atılınca, fikri ortaya atanın “ehliyetini” kaale almaksızın, söylenenleri ciddiye almaya pek yatkın olmak diye bir sorunumuz var. Görülüyor ki, memleketimizde ne olduğu önemli değil ama mutlaka bir uzmanlık beyanı gerekiyor. Demek ki, bizden daha gelişmiş olduğu bilinen ülkelerde bile bizimki kadar ayrıntılı mesleki gelişmeler yaşanmamış. Uzmanlık beyan edemeyen kişi tahsili zayıf, konuşma ve yazma konusunda ehliyetsiz telakki ediliyor.
Bir gazeteyi açıyorsunuz, makale yazarının adı altında mesleğinin “Stratejist” olduğu yazıyor. Görülüyor ki, memleketimizde ne olduğu önemli değil ama mutlaka bir uzmanlık beyanı gerekiyor. Hatırlıyorum, bir ara bir kişi çıkmıştı, gazetelere yazdığı yazılarda kendisini Avrupa Birliği Genişleme Uzmanı olarak tanıtıyordu. Durum böyle olunca, kimsenin adını bilemediği bir takım şahsiyetler tuhaf fikirler ileri sürerek kendileri için kamuoyunda tanınma fırsatı yaratıyorlar, toplumda tartışmalar sürerken, kendileri de herhalde birdenbire “meşhur” olmanın keyfini yaşıyorlar. Uzmanlık beyan edemeyen kişi tahsili zayıf, konuşma ve yazma konusunda ehliyetsiz telakki ediliyor. Ben değişik ülkelerde yaşadım, hiçbir yerde stratejist diye bir meslek duymamıştım. . Demek ki, bizden daha gelişmiş olduğu bilinen ülkelerde bile bizimki kadar ayrıntılı mesleki gelişmeler yaşanmamış. Ne hikmetse, bir fikir ortaya atılınca, fikri ortaya atanın “ehliyetini” kaale almaksızın, söylenenleri ciddiye almaya pek yatkın olmak diye bir sorunumuz var. Cehaletimi gidermek için biraz araştırdım, uzman arkadaşımızın ilerde aday olması düşünülen bir Balkan ülkesindeki Avrupa Birliği temsilciliğinde bir süre ufak bir memuriyet yaptığı anlaşıldı.