Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. . Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Eskiden sosyal medya mı vardı. ",. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. (Gülüyor. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. - Songül çok güçlü bir kadın. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Şimdi sekiz yaşında oldular. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. . Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler.
Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. . Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. (Gülüyor. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. - Songül çok güçlü bir kadın. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Eskiden sosyal medya mı vardı. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Şimdi sekiz yaşında oldular. . Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. ",. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum.