Türkiye’de Sanat Hak Ettiği Yere Geliyor(!)

Sanatçı Bedri Baykam’ın iki gün önce, 28 Eylül’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan, şu an 18. İBB’nin Feshane’de düzenlediği sergiye dair açılan savcılık soruşturması, hepimize nefes alanımızın daha da daraldığını hissettiren Antalya Film Festivali’ndeki sansür vakası gibi örnekler göz önünde bulundurulduğunda Baykam’ın sadece piyasayı esas alan tespiti hiç de inandırıcı olmuyor. si gerçekleşmekte olan Contemporary İstanbul Sanat Fuarı’na methiye düzdüğü yazısı “Türkiye’de Sanat Hak Ettiği Yere Geliyor, Peki Siyasiler Nerede?” başlığını taşıyordu. Hakikaten sanat ülkemizde “hak ettiği” yere gelmek üzere mi?. Sanatçılığının yanı sıra kaleme aldığı kitaplarla Türkiye sanat ortamının önde gelen aktörlerinden olan, uzun süredir Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanlığı’nı sürdüren Baykam’ın bu tespiti tartışmaya değer.

• Galatasaray'da Kerem Aktürkoğlu ve
• CANLI| Liverpool- Burnley
• Esenler Erokspor, Eyüpspor'dan Mustafa
• CANLI| Adana Demirspor- Kasımpaşa maçını
• Canlı yayında açıkladı! Barış Alper
• Borussia Dortmund -
• Adana Demirspor, Ankaragücü'nün eski
• Mainz - Union Berlin
• Fenerbahçe'de bir ayrılık
• Beşiktaş'ın yeni tranfseri

Türkiye’de Sanat Hak Ettiği Yere Geliyor(!)

Sanatçılığının yanı sıra kaleme aldığı kitaplarla Türkiye sanat ortamının önde gelen aktörlerinden olan, uzun süredir Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanlığı’nı sürdüren Baykam’ın bu tespiti tartışmaya değer. si gerçekleşmekte olan Contemporary İstanbul Sanat Fuarı’na methiye düzdüğü yazısı “Türkiye’de Sanat Hak Ettiği Yere Geliyor, Peki Siyasiler Nerede?” başlığını taşıyordu. İBB’nin Feshane’de düzenlediği sergiye dair açılan savcılık soruşturması, hepimize nefes alanımızın daha da daraldığını hissettiren Antalya Film Festivali’ndeki sansür vakası gibi örnekler göz önünde bulundurulduğunda Baykam’ın sadece piyasayı esas alan tespiti hiç de inandırıcı olmuyor. Sanatçı Bedri Baykam’ın iki gün önce, 28 Eylül’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan, şu an 18. Hakikaten sanat ülkemizde “hak ettiği” yere gelmek üzere mi?.